kırmızı bi sabahlığım var 10 yaş.
uyanınca geçiriyorum üstüme sabah sigaramı yakmadan
gece çıkarıyorum üstümden gece sigaramı içmeden.
10 yaş..etikete baktıkça gülesim geliyo.
hemde kırmızı.sol köşede küçük kırmızı kurdele de var.
resmen benim bu.

geçen gün talimhanede arkadaşımın evinde yine acaip olaylar olurken |
mesela mızıka vardı,zil takımı vardı ve piyano, eve yeni ama kendisi baya eski olan inanılmaz bi koltuk vardı 2 turist 2 baya yerli insan vardı.işte o yerli insan arkadaşım içeri gidip bu şarkı eşliğinde çıkınca ne olduğumu şaşırdım.gayet yerli bi şekilde "ohha ne zamandır dinlemiyodum hadi bakalım" dedim.ses tonumda çok güzeldi.

yalancı insanlardan nefret etmem;
yalanın 2 ayaklı 2 gözlü 2 kollu halinden nefret ettiğim kadar
üstelik konuşadabiliyor.gerisini siz düşünün.

ölme eşşeğim

üşenme,üşenilcek hale gelirsin +
zaten kışın gelmesiyle karın gelmemesi
yeterince koyyor bana.
pazar günleri hep bi üşengeç,karsız
insanlar umarsızca 2010'u bekliyo yinede
sanki kar yağacak,üşengeçlik bitecek
pehpeh.

benim sakalım
onun çenesi olsa
yine aynı şey olurdu

dillidüdük

çatık kaşlı insanlardan cidden tiksiniyorum.
öte yandan reel alemde dilim bi çok şeye dönmediği gibi "tiksinme" olayına da dönmüyor.
bundan mütevelli(?) çatık kaşlı insanlar;onlara karşı nasıl hissettiğimi hiç bi zaman bilemicekler.

T:
tansaş ve tepsi var bide. dilimde tanşaş ve tespi olmak üzre.

pekiştirme

"yarın bi kalkarmışım etraf bembeyaz!!"
cümlesi ne kadar saf,güzel,bencil,umutlu,aşırı mutlu bi cümle.
yok aslında o hissin tarifi bu beyinde.

ambience

kulağımda 900x900 büyüklüğünde
bir arının sesi ve deepblue "içme"serserisi
**

"kuru kuruya giden tek şey
bu kafam...hiç kimse -al bunu kafan kuru kuruya gitmez-diyemedi bu güne kadar!"

23.o6.2oo9

bazen mi?

bazıları görür

they say you're getting better
but you don't feel any better

insan tanışmadığı birini özlermi ki?
"şimdi biraz uçmak için neler vermezdim.."türkçeye bok gibi çevrilmiş bir teeneyc altyazısı.evet,öyle.tanışmadığım-özlediğim insanı bi' an olsun düşünmek istemiyorum çünkü kafam sikkolaştı ki aslında küfür etmek bana yakışır ve...ne diceğimi bazen bilemem çünkü muhtemelen kötü türkçeyle uçuyorum güzel olan tanışmadığım-özlediğim insanla konuyorumdur.



"tanışmadığım-özlediğim"bir isim tamlaması yada sıfat tasası gibi bişey oldu.
güzel oldu.ah be.

kasım o9

onu önceden yazmıştım
düzeltmeye üşendim
peki ya bunu??

karnımda sıcak su torbası varmışcasına rahatım..
külüm üstümede düşse,
bardaktan boşalırcasına içsemde,
kıkırkıkır gülsem de...
yine kimse anlamasa.

jean paul sartre'nin bulantısı
bir civciv bir taşan
bir Jennesse sour mash whiskey
1 kafam hatta 3 kafam
hepsi masamda bana öööylece bakıyor.
ben hep güzelim besbelli.

kablo takibim pek yoktur

prizde yer bulamayınca onu bunu çıkartıp yerine onu bunu takıyorum.
bunu herkes yapamaz.
çünkü takılı olan o-bu neyin fişidir bilinmez.çekerken korkar insan azcık.
ben hiç korkmam.
lambamın fişi değilse.onu çekersem şayet karanlık ki korkarım;
ensesinden tutulmuş kedi gibi kalakalırım.

biri bana kocaman bi kupa kahve verip karşıma geçip bütün gün bişeyler anlatsın.
dinlemem lazım acilen dinlemem lazım.

boşkinder.

3 kinder süprizden

1 tane bile güzel oyuncak çıkmadı.
bu yüzden hala;
çim adam ve sanal bebek (wanted.)

cuma cuma sırıtmaya bak hele.

hastalık

sarı-yeşil-turuncu bi pike
yakından kumanda
laptop
kültablası
ıh-lamur.
peçete bile yok.
valla.

kartonpiyer günü

kıçıkırık gülmelerin yerine kahkahlar
eylence yerine de cümbüş

kaydet bunları
sonsuz yapraklar üstünde çıplak
ama ayaklar ama eller ama gözler
illaki çıplak
kahkahalar cümbüşler
sabahlarda hep perde arası
yarım yamalak.

0352

"ben artık kadife kumaş görünce adımı yazmıyorum.
ama karanlık odada bilgisayar ekranının önündeki sigaranın dumanını izlemeyi bırakamıyorum."

önce çarparsın da aniden morarır ya;
sonra sarılaşır
sonra yokolur
ben o morlukları nerelere çarpıpta edindim
hep sararma evresinde aklıma gelir
yada aklım gelir sararma evrelerinde.
beyaz ten acımasızlıktır biraz.
aniden morarmak.mosmor.
mos mor hep mors alfabesi benim için.


bu bardaktaki su ne zamandan kalma acaba..

12oo

astigmat bi kahvaltı ettim bugun
blum blum bir çay,okuyamadığım bir gazete
sigara hep dumanlı zati..
gözlerim seni aradı çok net.

deniz can sleep

yeterki bunu yapmama
herdaim
izin verilsin

boş olan yerlere bile dolu dememle başladı herşey
sonra omuz atarak kaşlarımı çatmamla devam etti
bir gece;ama çok geç gece uzun kolları çekiştire çekiştire
prensipsiz prenslerde prenseslessness bi hava,
kendimdeyse kızarmış ekmek tadı
hissettim.
köşeden çıkan "Low Disk Space" uyarıcığı gibi
neler çıktı öyle;trenlerin yollarından
sanki bu ne ki-sanki- kalp krizi

reality really ralli me.

birileri lokal'de muhafazakarlaştıkça;
birileri peyote'de "muha muha" hazlaşıyor.
deniz ise dereceli içecekler familyası ile bunlara
"ha ha hihi hoho" diyerek gülüp,beyaz cennete gidiyor.
gayet ciddiyim.
aklım bende değilki.10:00 da.








*senidepeközledimdüşün.

hardalı idareli kullanmalıyız!

özlemeking.

"we'll lay it down its not been found " for you.
"we drink to die we drink to night" for me.
"elephant gun" for us.

sabah gastesi ve sigarası.
benim egomu çok yükseltiyo
ne yapayım bu böyle..

201

ağladıktan sonra uyuya kalınca..:
işte o zaman ben yine farketmeden gözlerimi görünce;
buruk,azıcık sinirli ama bol bol hüzünlü bi "hssktir!"
attığımı farkediyorum aynaya...
ve yine ben farketmeden ağlarken kendimi görünce aynada
küçükken ağladığım fotoğraflar aklıma geldi
acaba dedim...
3o yaşındada ağlayınca hep mi ağzm torba olacak,
gözlerim faltaşı,yanaklarım mamak mamak?
kasıma giricez ondan mı ki??
demiştim ya hani
"ben kasım ayında çok mutluydum azcık daha kalsaydım"diye.
bu kasımda mutlu olurmuyum.
küfür etmezsem belki...

masa

altını üstüne getirdim.

açık ve seçik.

bazılarına sıçmayı yakıştıramadığım gibi
mesela angelina jolie,
bazılarına da yakışıklılığı

yakıştıramıyorum
..

trenileyşınşip

son çağrıya kadar sarım sarım sarılıp
ayrılmayan
sevgililer bitsin artık.
bana gına geldi kalkmadı bu tren.

itirazım var.

ben yavrusuyla yumuşak bir halının üstünde
M'den martı yapan bir anne olacağım
ve benim yavrum ellerime kollarıma
Ş'den şekerler Ç'den çilekler çizerken;
P'den pırasalar çizmeyecek.
siz ne kadar benim resim çizemeyen yönümü beğenmesenizde
ben böyle bir anne olmak için
resim çizmeyi becerememeyi becermeye devam edeceğim.
hala kendim bir yavru olmama ramen.

azıcık daha kalsaydım.

ben kasım ayında çok mutluydum.

rem

dün gece bazen uyurken nefes almadığımı farkettim.
bazen de gözüm açık uyuyormuşum.
uyuya kalmak ağladıktan sonra çok kolaymış,biraz ağırmış ama olsunmuş.
gündüzleri gözümü acıtıyo artık:
kalın bordo perdelerimi açmadıktan sonra gündüz olmuyo zaten.
uykumda bööööööööööööööyle aşağı düşerken,zıplayıp uyanıp bi daha uyuyamıyorum artık.
koptu düğmelerim.

amuda

aptal

üzülmelerim elle tutulur gözle görülür hale geldi..
"yürüyerek kaçmalı bu mahalden" dedi
elimin ayarı yok.koştum.

dudağın kenarında üzüntüden çıkan o yaraya sürülen beyaz kremi sabaha kadar yalamak


BARİZ ve bi o kadar acı tadı.napıyorum ben....
napıyorum...

merhem.

kimi zaman;
kağıt makası kesmez mi?
keser.

kan portakalı.

Shakedown - At Night

sunbath kediş sunbath.

365 günsonra.

.uç pembe deniz uç.

hani kulaklığa can çekiştire çekiştire

daha çok duymak için o müziği
kulak zarının sabrını denersin ya
iteklersin iteklersin.

o işte bu(!)

morphine is bu.

tam da bu çalarken.bu bu bu!

ama unutmayalımki her zaman o "six" ;
bizim için sevenden önce gelen "sex"olucaktır.

rhine...

gün gelicek bana çalıcaksın

"the lights go off"

diceksin!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
suratıma suratıma.

o zamana kadar yanımdaki adama seni sevdirmeye çalışıcam.
rhine rhine...

no one ever really dies

all the girls standing in the line for the bathroom*

dinledik ki bugun d room'da.

o odada birileri var
o odada birileri birileri var
bu odada da birileri var
bu odada da birileri biri var
şu odada birileri var

sloganish bi aklım vardır.

amor es angustia
amor es pecado
amor es egoismo
amor es esperanza
amor es dolor
amor es muerte
que es el amor??
-amor es perros

ve hatta öyleki bunun gael garcia bernal ile bi alakası bile olmamalıydı.
ama her meksikalı gibi onu da şahlandıran soyadı oldu.
içim bana "Garcia regresar a mi!!!!!!!!" dedirtiyor ama.

devasa sefa ise asa benim fa bir nota.

sabahlamanın ödülü olarak sabah sefaları var
günün devamında uykusuzluktan kaşınan
gözleri,sözleri,haraketleri...
düşünmeden
fiilen benim,beynen bizim
sürreal alemde kimsenin
bile olsa
sürerim ben bunu ertesi sabaha kadar.

Vh1'da chillout yakalanmışsa bu sabah tam bir sabah.

oyunbozanweek.

week-end.

weeky-end.

end of the week.

gerildim gerillalar gibi.

sabah başka bi' yerde uyanınca ,yabancı bi' şampuanla yıkanınca,banyo arkası sevilmedik bi sigara yakılınca,saçları havluda unutunca..

sen.

salıncağı durdururken
ayakkabıya kaçan
kumlar gibi.

pause.

gerçekten

buna

ihtiyacım

vardı.

kocaman

düşünüp,

küçücük

haraket etmeye.

97

benim bir kraliçem var.
o bana dediki kaşla göz arasında " demekki sana iyi geliyo"
..
evet,demekki bana iyi geliyo.
ne süper değil mi.
ne demiştik bide
"mutluysan gerisi yalan"

ne iyi geldin bana akşam saatlerinde.
ne iyi geldin..
sevgili misin nesin bana??!

seni çok özlemişim.
pembe dedin pembe oldu.
muk.

likördü.

*ayağıma bas,eteğimi uçur,sakızımı çiğne.
resmen likördü.














bye.

kepekli gün.

olmaz mı ki arkanda biri var sanıp baktığın?
olur elbet..
olur.

haziranda olduğumu bilmeden yazmışım.meraba haziran.

2oo9'un ilk calipposu.
o kadar yapış yapış
portakallı ve mutluyum
ki.

bilinçaltı dilsiz uşak.

sadece bakmak için baktım.
!!
olamaz mı?
izdiham var beynimde,hatırlıcam şimdi.
ya gerçekten unutmak için unuttuysam!
gerekli mi?
teşekkür ederim,sadece konuşmaya ihtiyacım vardı.
bakmak için bakma bana!
yeni baştan?

lets make love
coffees in our hands
like old days

röys is yes.

sex

sex is female
female i sex


http://miss-vomit.deviantart.com/

yippi!

tepetaklak mayıs,
sıcacık kaldırım
yaşasın casual flat shoes!!

hızlı hızlı.

uykusuz konuşmalarınla sabah yudumlamalarımı çek.

07:04

A quoi ca sert l'amour

insomnia bazen iyidir.

saat:06:32


yer:kuzeydoğu-denizin odası.
dinlenen:noir desir.
görülen:fall-up aynı martı.
hissedilen:tıpkı ben
-en en en..
vs.vs.

berkemal benek.

"iyi geceler,afiyet olsun gençler."dedi benek.
patileri gösterdi.
asayiş berkemal dedi,gitti.

ara sokak.

benimle..




yürü.koş.yorul.dur.çakmağın taşıyla oyna.konuş.yürü.dur.bak.yürü.

gel.

kırkıdakılbukırıkkırp.bencil.

ambalaj.

o1:o1..beni düşün.
diğerlerini zapla beni izle.
sağ kolun uyuşana kadar altında,sen üstünde,kumandayı atana kadar
beni izle.
sola bak.solunda ben olıyım,sağa bak oraya kaçıyım.
ceketini al,ayakkabını giy..dışarı çık.
bana gel..sağına soluna bakarak bana gel.
at o sigarayı yolun ortasına,son nefesini yanağıma üfle.
beni kaçır...yağmur yağan bi günde tentelerin altına.
beni dürt..uyandırmak için,sigara içmek için,birilerinin sandalyesinde yer kaplamak için.ben ayılana kadar dürt.
karıştırma beni.etiketle.unutma.

çok yağmurluyum.kabardım,kıvırcığım.zaatüre potansiyeliyim.+

1 mayıs über müber bayramı.

saat 02:06
über.müber seksi ıspanak'la gece kritikleri birçok yersiz gülmeler beyin darlamacaları derken kuzey yarım küreye bağlı olan turkey ortak dilimi saatlerimizin aynı olduğunu+bugunun 1 mayıs olduğunu iştirak ettik.
bende dedim ki madem öyle yarına bırakmıyım bugun yazıyım.o dedi yarın 2 mayıs degıl kı hala 1 mayıs olucak ben dedım ki o senin dediğin bugun yarın 2 mayıs oda "beynim acıyoo"dedi.
kaşla göz arasında benden 20 mayıs'ta peyote'deki konser için söz aldı.bende verdim."ilik sözü"dedim.şimdi onu gülme krizleri eşiğinde bıraktım..kaşla göz arasında "aşkım"geçti bide..
bendeki bahar poleni alerjisini aynı hızla yaptı o "aşkım".domuz giribi gibi yayılıyo "aşkım"..oksıjeni az ortamda nefes yoluyla...bak patitoom olur,nafnafıım olur,hanimiş tatlış yanaklım olur,olur babam olur ama aşkım olmaz dedim...klişeleştim.
*"bunları elalem sülalem okuyo.."diyerekte evde bulunan bi ton yazımdan bahsettim şimdi über mübere.
çocukluk beyniyle insan saat kaça kadar kendi beynini darlayabilirki??eriticem şimdi beynini.

zaman aşımı.

orijin:Bugün Sigarayı bıraktı.
.Sigarayı bıraktığını anlayınca 1 karton sigara aldı.



similar:Evvel ki zamanda beni bırakmıştı.Bıraktığı yerden 1 tane benden aldı.
Fazla değil ama..yakın zamanda yine bıraktı..gelecek zamanda tekrar başlamak üzere bana.

bir heves aldım ama

"soulwax'ı seviyorum,çünkü oda beni seviyo"dedim.

bir güldü bir güldü..

"bir heves aldım ama giymiyorum"dedim.

bir üzüldü pir üzüldü..

kıyamadım.

reckoner

reckoner*****

eşlik edenler:

• bol bol stabilo boss (m'AVİ')
• sneaker pimps(drum&bass etc..)
• büyük deri el portfoliosu
• kültablası,bardak altlığı
• crunch double double double
• V.O.S photography

bugun 2 tane birden var.

'çok telaşlıyım..' dün İnnjoy'da leziz cajun basketten sonra içilen çay: Anlamamı sağladığı şey..misafirin 'bi tane daha?' diye zoraki sorduğu çay değil, özlenince içilen,doyulunca yakılan sigaranın yanına yakışan çay'mış leziz olan. biraz herşey gibi sanki.. dimi ama..?

acıkmışken.

içimden konuşmak içimi rahatlatıyor ama..

dışım dışıma sığmıyor.

dar bu 2 kişilik koltuk bana

derleme.

Bugün kayda değer bi'şey yok...

İki çay söylemiştik orda,biri açık..keşke yanlız bunun için sevseydim seni.
Mutsuzluğumu yeterince haketmek için,geri döndüm kilometrelerce yürüdüm.
İnsan süsüdür günah!
..ve kocaman küfürleriyle sarhoş
Her konuda tekrara düşecek kadar rahat olmak
Saat "oniki"den sonra bütün içkiler şaraptır.
Tabure sandalyelerden çekiniyor.?
un peu partout
Yataklar var konuşmak için,öpüşmek için telefon kulübeleri.
herkes azbuçuk sarhoş,herkes birşeyler söylüyor,ama yanlız ikimizin sözcükleri sarmaş dolaş..
Kapı aralığında öptüm soluğundan seni..ancak parmak uçlarıyla değebilen iki kol.
Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?

the lost.

çünkü ben geçen gün sana sırtımı dönmüş
kalööferle ilgilenir gibi yaparken
aslında seni izliyodum
ve sana nasıl baktığım konusunda hiç bi fikrim yok.

baktım güzel olmuş.

ben hala mutsuzum camdan pabuça sığmayan ayak gibi.
(!)

alo.

ben işte bugün tamda bu renk bi' şey alıcaktım sana.
"uyuyorum"dediğinde L vardı elimde.ama fazla büyük olurdu ya sana.emin olamadım,alamadım.

peçete yazıları vol:1

parmaklarım o kadar acıyo ki sigara içerken..o kadar soğuk hava.
kargalar karşımdaki parkın kumuna peynir gömüyor."her canlı biraz zulacı"dedirtiyor bana.-miş'i hatırlatıyo.bazıları geçerken bana bakıyor.sabahın körü ya,ıslak bankta oturuyorum ya..sönsün diye attığım sigara bile sönmedi.bu kadar mı karşı çıkılır bir insana?

ben bazen gidiyorum.

ben bazen gidiyorum-
ne güzel bi laf. hele "keza" sözcüğüyle başlayan bi cümle geliyorsa arkasından.
bazen gitmeme ramen bazen kalmıyorum.
ben o "bazenlerde"ne yapıyorum,nerdeyim.?
telefondaki insana uyuyo taklidi yaparken yorganın altına girmek.-o yer
(yakınlaşma düzeyini değiştir)+
elimin ne zaman büyük olduğunu düşünsem kalbiminde o kadar büyük olduğunu düşünmem,
bu şimdi aklıma gelen bişey.çünkü bu yazıyı karnımın üzerine yatıp yazıyorum ve kalbim baskıdan dolayı karnımda atıyo.çok heycanlııı! ünlü:okan bayulgen sigarayı bırakmasın,"keza" ben bu zekanın nikotine dayalı bi yanı olduğunu düşünmeden edemiyorum.(yine gittim keza*)
Dr.martens alıcam dedım oda bana "pıfff" dedi.bıraksada beynimi uyusam artık.
Kısayollar:Ctrl tuşu ile şu tuşlara basın: U=Uyu, Y=Yeter, T=Tv D=Taslak

oda servisi.

*buhran;120 TL bebe yaka elbise 30 TL olursa hissediliyormuş.

aynı zamanda akıldan geçen 2 şarap 1 sigara parası için kıvrılan teller,uzun tırnaklar bi dolu kaldırım taşı felan feşmekan..bizim sokağın başı sizin sokağın sonu haşır huşur takip eden sarı yaprakta vardı peşimde bunları düşünürken.birde çok kalabalıksa dışardan izleyip içinden konuşmak "tualete gitmeliyim,evet evet bencede..gerçekten komikti.."sanırım tırnaklarını yemenin ne denli iğrenç gözüktüğünü "o bir içim su" adını verdiğim nitelikte görünce anladım.ama karnımı acıktırdı yemekten kendimi alamadım.karşılıklı yiyiştik.

*1 gidilen film etkisinde kalma mevzuatı daha mm mümkünse çok saçma olsun.

son saniye olayları..her zaman olur.kahve dökülmesi,aşık olmak,telefonu unutmak,fotoğraf çekmek,teki çalışmayan kulaklık sigara külü dolu klavye vs vs vs hepsi hesaba dahil bu günde..

bugün de..

ta-da!

http://www.vtunnel.com/index.php/1010110A/6a65c58343039b60760b822cc9938dba90d9a9599f097df07a925c1500ef9e3b55f554f9f05c0ed615015