25.12.08

Bir düşünmezin Aşk hikayesi alıntısı

-meraba.
aa ama..
-şşşşt!
sen..nasıl geldin buraya?
- bilmiyorum..bu bi rüya dimi?
sanırım.
-bir daha asla yaşayamıyacağımız.
mhh.
-sende benim kadar hafifmisin.?iç organlarım yok sanki.neden böyle?
bilmiyorum.korkuyorum.burdasın ama ya ben..fil kadar ağırım sanki.
-boşver tadını çıkaralım.kokan çorapların,uyuşan kollların,yer kaplıyan bacakların olmadığı sonsuz bi uyku istiyorum.
bende.seninle.
-omzuma doğru nefes alıp verebilirsin.bunalmıcam bu sefer söz.
sabahına kar yağar mı dersin artık?kahve içerdik.bol kremalı.
-sabahı görmenin tek yolu sonsuz kremalı bir uyku seninle.hadi kapa kirpik köprülerini.
*sunumu leziz bir sabah bu.taptaze soğuk,nane gibi işliyor burun deliklerime.günaydın benimle sabahına.=uyandın= bol kremalı kahven orda al,yanıma camının önüne fiskos masasına kültablama eşliğe gel.

sonunu anlatamıcam sana,sanırım sonsuz bi sabah bu.tek yapabildiğim dudaklarından adeta dökülen dumanın cama vuruşunu,arkasından kar olup yağışını izleyebilmek.gelip giderken saçlarının arasından omzuna küçük öpüşler kondururum.bitersin diye korkuyorum..hayır.

-günaydın boş odam.sessiz sakin tavanım.leş gibi yaz günü
.

17.12.08

mecburen.(mecvuren)

hasta olunca evde tek başıma kalmaya mecburum.
ben mikropmuyum?
bir uyanıyorum ki ev bomboş.
yemek sigara film sınırsız asitli içecek var hertürlü.
ama mikroplarını bulaştıracak insan olmayınca olmuyor.
evet mikrobum.
birazda mecnunum.
memento'yu 13. kez izleyip heycanlanıyorum.
  • acınası bir durum.

15.12.08

| x |

uykusuzluğum
hiç
bu kadar
uykusuz
olmamıştı.



13.12.08


zürich bunu bizim için yapmış adeta..

12.12.08

shockshockshock!!!


milyonlarca zaman varmış gibi.
halbuki çok aldatıcı değil mi..
parmağıyla tıkamak istiyor herşeyi insan
yerli yersiz bütün zamanları.patlatmak istiyor.

3.12.08

.halfpasTense.





başka yollardan gittim..
geçmiş zamanda dönmek bilmedim utanmadım güldüm
indim çıktım,çok kalabalıktı omuz attım.
parmaklarımın uçlarıyla kapattım
açtım,o kahverengilerde kahve içtim ben
arkasından gümbürdedim.
geçmiş zamanda dansetmiştim ona da tanık oldum.
bir ses teline uyandım.
elimde olsa gömülürdüm.
sessize alınmıştım tireşimlerim yetersiz kaldı geçmiş zamanda
bağır bağır bağıramadım.
en derinlere daldım ben o kahverengilerde
yaz gibi kış gibi kar gibi yaprak gibi küçük gibi.düşünmezmişim hiç gibi kapı açılırmış aniden mesela.eritrofobi çıkagelmiştir.rahat bırakmaz beni o geçmiş zaman kahverengilerimde.




1.12.08

Huy.

*denemekten ne çıkar dediğim bi anda gözünü kapattırdığım insandan sonra bunlar çıktı bianda*



Telefonda konuşurken karalamaktan daha farklı.kitap,okurken uyuya kalmaktan,koşarken nefes alıp vermekten de farklı..bunun gibi biliçsizce yapılan bi ton şeyden daha bilinçsizce daha soyut daha süpriz..aç olmak kadar basit,çalışmayan ama takılı olan webcam'ler kadar şüphe uyandıran,sineklere çekici gelen ışık kadar cezbedici..Franz Kafka'nın betimlemeleri bile yetersiz kalır sanki.burnuma kadar çekiceğim yorgan bile ısıtamaz belki.o kadar uçta o kadar keskin o kadar sonsuz ki bana"anlatsana.."dediklerinde dilsizleri zor oynuyorum.panikliyorum çoğu zaman poşet içindeki meyve gibi bi sağa bi sola..işte durucakmış gibi oluyo o zaman sonra inanılmaz hafifliyorum çok yersiz kalkıyorum oturuyorum bazen ayakta kalıyorum.sonunda bağdaş kurmaya karar veriyorum hem çok rahat hem saklamak istiyorum bacaklarımı gerekli gereksiz..son 10 saniyem kala alabildiğine bakıyorum..bir yıkarı bir aşağı bir ortaya kitleniyorum..

28.11.08

Hemen şimdi!

*Nasıl yani ya..?
gerçekten istedim.
oturup oynarım bile ben bunlarla.








24.11.08

Fall In Love.

hani insan yeni bi kıyafet alır ya.
ona en güzel yeri en kocaman yeri açar,eskileri en eski en küçük en değersiz gelir ya..
böyle başlamıştı herşey.*





kocaman bi yer açmıştım gardırobumda..sana.emin olamadan kaplıyacağın yer konusunda usulca buruşturmadan asmıştım seni.

her gün giyebilirdim.yıkardım,aynı yere yine aynı itinayla asardım.yine giyerdim.bıkmazdım sıkılmazdım.eylenirdim.saçım başım dağılırdı.göbeğim açıkta kalırdı.ellerimle çekiştire çekiştire uzatırdım.o kadar eski,çocukluğumdan kalandın..
kolların kısa gelirdi umursamazdım üşüsemde ben o tatlı iğneleri batıran acıya dayanırdım.
desenlerine bakardım.hergün bi farklı gelirdin gözüme.bi farklı güzel..farklı ve özel..anlatamazdım bu duyguyu.gözlerim dolardı koca zamanlar çünkü konuşsam.ve yine seninle geçirdiğim birgün..aynı yere astım seni sabah aynı yerde bulmak üzere.o şapşal"günaydın"ımı atmak üzere..
ya sonra..
yoktun.gitmiştin!aradım çok aradım.kirlilerimde,ütülenmesi gereken buruşukların arasında..bulamadım.panikledim.çok panikledim.askıya en sevdiklerini bıraktım..geri almak için gelirsin belki diye.uyumadım.günlerce uyumadım..
yeni bi kıyafet aldım.ama hep gizlemek için kat kat giyinmek zorunda kaldım.üzerine yemek döktüm,kirli sepetinden çıkarmadım günlerce..
anlıyacağın olmadı.o askı başka bi kıyafet dolduramadı.
ya gardırobum sevimsizleşti,askım kırıldı en sonunda kullanılmaz halde geldi.

?bu şarkı iyi gitmeli..


22.11.08

hava durumu

"kadıköy belediyesi bankı"nda tirtir titrerken boş kalan parmaklarla.. "ağzı olan beyin"sancıları..

biraz daha cömert olsam

uçucam havalara..o kadar şiddetli ki bu rüzgar
kanımı donduruyo hatta alyuvarlarım akyuvarlarım..

"soğuk of çok soğuk.!!"
beklemesem bu kadar soğuk olmayabilirdi.
herkes kafasını gömmüş omuzlarına
kabaramayan kel fatma gibi..

"kapalı biyer kapalı biyer.."
eyvah espiri.(tereci gibi terci de olsa bana ter satsa terlesem)
"bravo"
ters dönen şemsiyeler gibi tersim dönse benimde palmiyeye benzesem bu saçlarla..
benden çok rüzgar içti bugun..
onunda nikotine ihtiyacı varmış..

"akciğerler adına:oğğğfh!"
dişlerim takırdıyo artık..
yoksa tıkır mı bu ses?
hayır takırmış..pamukşeker..
ama ben burayı ısıttım ve kalkınca arkamdan oturucak insanın hazıra konmasını istemiyorum.
benim hakkım benim yer....
güle güle pamukşeker.

"acıktık.."


18.11.08

Brain the Backstage.

"gidenin arkasından bakıp gittiğini değil,önüne geçipte geldiğini düşündüm bugun."
sonra..
miğdeme saplanan o anlamsız,kalbimi durdurucak sancıyı durdurmak istemedim.
"dur." demedim.devam ettim.
ağzıma giren saçlarımın orda kalmasına izin verdim.
uyuşan kolumun ağırlığına çok şaşırdım bugun..
ben..beynimi saldım.herşey ilkmiş gibi davrandım.
kahvenin tadına hayran kaldım,yağan yağmura dehşetle baktım.
"hooooh"buhardaki küçük bebek ayağına güldüm.
salllama bitki çayına izin verdim iyice dağılsın diye zaman tanıdım hemen çekmedim ipinden öldürmedim tadını.homojen dağılım istemedim bugün haraketlerimden.elimi yerde sürttüm defalarca bacağımıda duvara 1 defa.pijamamın paçalarını çorabımın içine soktum yine.daha sıcak oldu sanki.
kendi kulisime girdim adeta.uçurtmanın iplerini daha gevşek bırakmak gibi.korkutucu ama heycan vericiydi.ben varmış orda küçücük.görmemişim onu.haksızlık etmişim ona...
ama dersin ya "bugun..tam o gün.."
yudum yudum içtim ben bugunümü..tadına vara vara kendimin..
eminim seninde ihtiyacın var buna.
yap bi'an önce..gideni yakala,güzeli tad,küçüğe şaşır,durdurma,hayran kal.
herşeye ramen..




13.11.08

yummy.

dırım dım dırım dım dım..
geçilmesi en kolay bölüm en lezzetli lokmalar sanırım.

çatalla yeşil boruya.


Image Hosted by ImageShack.us

12.11.08

çünkü..

son bulsun:videoda burun yutmuş gibi çıkan sesler.




Image Hosted by ImageShack.us



onun dışındaki her sese yer var burda.
tavan-yer arası boşluk kadar yer var.
kolonla arası kadar yer var.
sonsuz kadar yer var.


*gerçektede öyle olduğunu bilmek inanılmaz rahatlatıyor beni.
çöp kutusunun pedalına basıpta pedalı tam ortada tutmak için sarfedilen çaba kadar yoğun ve şiddetli yerler.

izlemek.

insanoğlu..
doğar
yaşar
ölür.
doğmak ve ölmek kısmı bi sorun teşkil etmezken yaşamak kısmı cüce için 21.raftaki 5 cilt kalınlığındaki kitap gibidir.uzak,tuzak,zor..
0.75 L kola içmek "yaşamak"tır.
yada salıncak zincirlerinin elinde bıraktığı pasa bakmak.bakmak bi daha bakmak.
"doğmak".doğan insanın hatırlamadığı mantığın elvermediği gibi duyguların aktarımı imkansızlığından,3.tekil şahıslar tarafından anlatılsa bile asla anlayanamıcak yada hissedilemicek olan..
"ölmek."zorunlu kılınan ve 3.halin imkansızlığını bırak 2.halin imkansızlığını tanıtan.1.durum dışında seçenek bırakmayan.son.yada başlangıç.yada "ne biliyim ben"çizgisi.ölmeden bilemezsin sonuçta.
düşününce bu döngüyü bozmanın o kadar da zor olmadığını aslında böyle bir döngünün olmadığını anladım.yada anladığımı sandım.
yaşamak için doğmalı ölmek için yaşamalıyız.peki doğmak için ne yapmalıyız..
tıkandım.sanırım..hiçbişey."izledim" ve gördüm.kimse doğmak için bişey yapmıyo.
ama yaşamak ve ölmek için çok efor sarfedildiği bi gerçek.
işin içinden çıkamıyacağımı anladığımda her zaman yaptığım gibi sanırım sadece laf kalabalığı yaptım.
okuma yeter bence.


18.10.08

%100

kollarını açıp dengede durmaya çalışan
gülerken ağzını kapamayan
gözünü kapayınca görebilen biri
öne gelen saçını üfürerek uçuran
dudaklarını bol bol kemiren
peçeteyi önlük yapıp,gereğini yerine getirip yemek döken üstüne..
rakun gibi yumuşacık ve sivri
yumurtayı sıkıp elinde kıran
gölgesinin büyüklüğüne şaşıp yere yatan "en büyük benim!!diyen
tırnaklarının arasında 3 gün önceden yeşil play-doh hamur kalmış
bıçağı kadehe vurup sadece susabilen
yastığa yüzüstü yatıp 6 dk nefessiz kalabildiğini sanan
kar üstündeki ayak izlerinin üstünden yürüyerek giden
ve kaybolan..
en sevdiği,en kıymetli "şey"ini
kaybeden..
sonra bulunca gırtlaktan bi "ohh" çeken.
%100 var-olmuştur.


15.10.08

5 duyu organı

İnsana daha önce yemiş olduğu bir yemeğin kokusu burnuna geldiğinde,
nasıl tadıda hemen ağzına geliyorsa;
5 duyu organını 1'e indirgeyip sadece hissettirebiliyorsa,
Görmemek için başkasının ellerine ihtiyaç varsa,
Yada duymamak için 2 parmağa..
Perşemde-05:39-"sabaha karşı algılar ne açık,ne durdurulamaz ne buz kesesi ne diken diken değil mi?"
"Hım hım.."
bunun içinde buz gibi bir cama boğuk maviye can çekişen güneşE ..





12.10.08

Pirinç

ben:ağzını yıkarken sabunlu sabunlu
dudaklarıyla balon yapmaya çalışan
aynı zamanda atmosfer dışına çıkınca patlıyan..
zavallı: tuş kilidini açmaya çalışırken aradığım insanlar var bide..
ne desem şaşırıyorum..ya beceriksiz olucam ya hayırsız yada ..buzdolabı.
endorfin:sakızlı muhallebi tozu.pakedin içini uzun uzuna koklayınca "byby" diyip hemen kapatabiliyorum mesela.
yada tencere dibini kocaman kaşıkla sıyırırken ağzım dışında heryerimle yemenin verdiği o ayrı tat.
mahkum:günün 24 saat olduğunu unutmak.kettle vs 3 in 1 ve pislikten kaşınan bi kafa.(bazıları çekimin ortasına dalıp "keneeeeeeeeeee"diye bağırmayı tercih eder.ve susmak zorundasındır.neden?)
acı:sızıp kaldığın yerde hemen altında kalan tv kumandası yüzünden ev ahalisinin sana işkencelerde bulunması..limonsuz macun gibi.hoş..ama boş muameleler.-macuna taktım,yiyemedim 8( -
nelofobi:kakarakikirihahahahuhuohohosohdapb vs vs.ya sonra?sağına döndüğünde orda unutmuş oldugun koskoca camda kendı kolunun yansımasını görüp "iyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyyaaaaaaaaaaaaaaaaaaah"ve"ben onu şey sandım.."gibi devamı gelmeyen bi karın ağrısı cümlesi vebitmek bilmeyen şaşkınlık ifadesi eşliğinde küçük bi kalp krizi.
sizler:"o yere düşmüştü","vak agsımda yeyek vağken kanığıyoum"diyerek beslenme alışkanlığımı kısılayamıyanlar.
saçma:popomuzu silmek için kullandığımız Selpak'ın filden ibaret olması,yada promosyon olarak bi dolu Selpak alınca yanında fil şeklinde kalem kutusu verilmesi??"içine mi sıçıcaz??"diyen adama da hayran kalmam.
gül'ücük:bizim köşedeki çiçekci çingene(tekerleme gibi)'nin her gördüğünde bi tane papatyayı kulagımın arkasına tıkması sonucu bende kısa vadede günü kurtrıcak şekilde oluşan şey.
-sayfamda ne kadar bırakırsam da o kadar çocuğum olur mu acaba?
(arka ses)"gelinim olur musun?" ??*!?!!?!!!?*!?!

8.10.08

Alis grave nil

O kadar hafiflemenin..
imkansız olmasının..
verdiği..
irite olunmuş..
bol yerçekimi kuvvetli..
günler saatler dakikalar saniyeler..
kandırıldım.vücudumun tam ortası tarafından kandırıldım.
yada omzumun üstü tarafından.
anladığım zaman vitraylar arasındaki macunu(hep aklıma şeker macunu getirirler) çok yakından görebiliyodum.
ne kadar acı.

1.Deney

Yanlış tüpleri karıştırmadan
Damla damla damıtarak sanırım..
bu çıkıcak ortaya.
benim taze,mevsimlik,kışlık yorgan,yazlık pike tadında yeni blogum..
Çatal bıçak kullanmadan..ellerinizle yiyiniz.